SORGULAMAK VE UYANMAK


Okulda can sıkıntısından kaleme aldığım, bir öğrenci gözünden okulu ve bağlı olduğu sistemi ve küresel ilişkilerini taşlayan yazım.




  Pencerenin önündeki 20-25 santimetrelik betona oturmuş dışarıyı seyrediyordum. Kulaklığı takılı, camdan dışarı bakmakta olan her öğrencinin yaptığı gibi, ben de o sırada hayatı sorguluyordum. Hayat dediysem, şu sıralar sadece aklıma okul geliyor. Neticede 7 günümün (168 saat), 5 günü okula geliyorum. Tam olarak 35 saatim ilk dersin başlangıç zili ile son dersin bitiş ziline gidiyor. Kalkıp gelmem 1 saat eve dönmem 45 dakika olsa 10 saat 45 dakikam daha okula gitti. Bunun bir de ev ödevi, projesi, performansı, günlük çalışması, sınava fazladan çalışması, bedene ve zihne yüklediği yorgunluğu var. 8 saat uyusam 56 saat de buradan…




  Hayatım okul olmuşum albayım! Ama konumuz bu olmayacak. Burada nasıl tutulduğumuz olacak. Tutuluyoruz çünkü istediğimiz gibi girip çıkmakta özgür değiliz. Tutuluyoruz çünkü etrafımız tel örgülerle, korkuluklarla, güvenliklerle sarılı. Tutuluyoruz çünkü gitmemize engel olan, hiç girmeyince de bize bunun sayılı olduğunu söyleyen resmi yazılar var. Neydi? 10 özürsüz 20 özürlü devamsızlık… 
  
  Neden bu disiplin sence? Birey değil misin sen? Hadi sen bireysin arkadaşların? Onlar birey değil mi? Birey dediğin ne yapması gerektiğini bilmez mi? Kendi kararını verip uygulamaz mı? Demek ki seni birey olarak kabul etmiyorlar arkadaşım. Seni yaşam süren ile ölçüyorlar. Onlar görmüyor mu sence 20sinde 40ında ya da 60ındaki çocukları? Görüyorlar ama düşünsene bu kolay kandırılabilen çocukların belirli konularda sayılmadığını? Dünya değişir sanki? İşte dünya değişmesin diye, sen birey olma diye bu disiplin! Şimdi soracaksın “Nasıl yani? Nereden geldik ya buraya?” diye, hemen cevaplıyorum: 


  • -Okul kimin okulu? -> (Devlet) 
  • -Devlet nerede? -> (Dünya) 
  • -Bireyler neyi değiştirebilir? -> (Dünya) 
  • -Kim var olduğu yerin değişmesini ister? -> (Memnun olmayan) 
  • -Devletler Dünya’dan memnun değil mi? -> (Şirketlerden hallice)



  Ne görüyoruz okulda? Ezberlediğimiz bilimsel terimler, kitaplar, isimler, tarihler, formüller… Sonra ne oluyor? Asgari ücret + Sigorta! Ya da belki milyonlar içerisinden ilk 20 bin kişiden biri olur ve mutlu olabileceğin bir akademik eğitim alırsın. Eee? Sen o eğitimi alırken kalan milyonların ne olduğunu sormaz mısın? Sen kendini yarış atı zannet diye, sen kendinden başkasını düşünme diye işte bu sistem! Ve sen sistemden bağımsız kalma diye bu okul! 

  Derken Ahmet’in dokunuşu ile kendime geldim. Hadi dedim gidip biraz test çözeyim. Bakarsınız psikolog falan olurum ve “hasta”larıma trigonometri sorup onlara asıl problemlerini unuttururum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Anmalı Yazılar -2 Nietzsche (Üstinsan)

Kojin Karatani'nin İzonomi ve Felsefenin Kökenleri Kitabından Kesitler ve Değerlendirmeler

Sürüklenen Küçük Hayatlar